8 Şubat 2009 Pazar

nizamsızdan paraya ilişkin bişeycik

denize gitmek, yaz tatillerinin vazgeçilmez aktivitesi... birçok insan tatilin gelmesiyle denize gider. peki ya gidemeyenler? bunu geçtim, ömrü boyunca deniz görmeyen insanlar?.. sahilleri, paljları, bikinili kızları her yaz günü televizyondan görenler...


şöyle ki, paranı denize gitmeye harcamak istiyorsan gidersin. ama o parayı daha önemli yerlere harcaman gerekiyorsa gidemezsin. işin özü, paran varsa herşeyi yapıyorsun, yoksa avcunu yalıyorsun.


tatile gitmek de birçok aile için zorlayıcı bi olay. benzin parası, yiyip içecen, nerde kalacan, yazlığın olabilir. herkesin de yazlığı olmaz tabii ki. yok efendim ben hep yazlık yaptırırım param bol hem de bi yaz orda bi yaz burda kalacam dersen de bütün tatil mekanlarını gezersin. sonra çadır denen bişey icat etmişler.


biri çadırı sever diğerine eziyet gelir. misal, ailecek denize gitmek için yola çıkarlar. mekana varırlar, çadırı kurarlar. şartlarımız: elektirik ve su yok. anne:bulaşık, çamaşır yıkama aracı

baba:doğuştan keyif çatmaya uyarlanmış

oğlan:karı kız peşinde

kız:kayıp, kimle fingirdeşiyo meçhul

anneden inleyen nağmeler başlar:

"şerafettin allah belanı versin, naaapmaya getirdin bizi buraya"

"sen anca götünü devir yat ayı benim canım çıkıyo"

"aah ah beni ne doktorlar ne mühendisler istedi de bu ayıya vardım"

"sürünüyoz paranın gözü kör olsun şerafettin yata yata yağ bağladın"

"şerafettin geğirme allah belanı versin şükriye nereye gayboldu"

vs vs vs...


biçok insan evladı en lüks tatil yerlerinde eğlenirken, bu şekilde çadırda kalanlar da vardır bayağı ki hiç gidemeyenleri söylemiyorum şimdi.


çadır demişken gençler de sever çadırı. macera arayanlar sonracığıma sevgililer. hani derler ya:

"tonguuç aşkoom beni bu şehir çok baydı hani böyle şey böyle tatil yapaloom bööyle çadırda kakaloom"


e farklı bi ortam, farklı bi sinerji, ay ışığı, adamın içinin kıpır kıpır olması filan.


tüm bunları anlattıktan sonra diyorum ki, keşke denize gidemeyen insanlar da denize gitse... keşke herkes denizde yüzebilse. deniz demek tatil demek. tatil demek para demek. ne kadar paran varsa o kadar üstünsün demek, hele bizim ülke gibi zenginin çok zengin fakirin de çok fakir olduğu gelişmekte olan bir ülkede ( şimdi de gelişmemiş ülke demek yerine onun yumuşatılmış biçimi olan gelişmekte olan kullanılıyor). paran varsa gez dolaş, yoksa evinde otur demek.


asıl demek istediğimse


yaz gününde denize gitmek yerine binlerce insan tarlada, bağda bahçede çalışıyor, günlük 20 lira kazanmak için. keşke onlar da gitse denize. güney doğudaki çocuklar yaz günü pamuk toplarken, yine binlerce çocuk o plaj senin bu plaj benim eğleniyor, oynuyori tatilin keyfini çıkarıyor. keşke çalışan çocuklar da keyif çatabilse...


o çocuklar çalışıyor, aileleri çalışıyor yaz gününde. sonra o ekinler biçiliyor, satılıyor ve tarlanın sahibi denize gidiyor o parayla. tarlanın sahibinin çocukları da kumdan kaleler yapıyor sahilde. keşke deniz kenarında kumdan kaleler yapmanın tadını çalışan çocuklar da bilse...

yazıma son verirken konuyla bağlantılı olduğunu düşündüğüm radiohead in all i need video klibinini düşünüyorum

nizamsız :/

1 yorum:

  1. güzel bir konuya deginmişşin bence o aradaki uçurum birisi istanbulu ucurmadıkca kapanmazz tüm çeşmeler istanbula akıyor

    YanıtlaSil